Erimiş alaşımın, kalıbın detaylarını eksiksiz bir şekilde doldurabilme yeteneğini ifade eden karmaşık bir özelliktir. Bu özellik, yüksek sıcaklıklarda ve oksidasyondan arındırılmış bir ortamda genellikle daha iyi performans gösterir. Akışkanlık seviyesi, farklı deneysel döküm testleri ile ölçülüp değerlendirilir.
Kuvars türünden sert, dayanıklı ve estetik desenlere sahip değerli bir taş olan akik, tarih boyunca Türkler tarafından kutsal kabul edilmiştir. Farklı renklerde bulunabilen bu taş, özellikle içi sarı benekli koyu kahverengi olan “yemen akiği” ile tanınır. Akik taşı, genellikle gümüşle birlikte kullanılarak şık ve zarif takılar oluşturulmuştur, çünkü bu iki malzeme birbiriyle mükemmel bir uyum sağlar. Akik, merkezleri aynı eksende olan çok renkli kalsedon katmanlarından oluşur ve genellikle püskürük kayaçların içindeki boşluklarda meydana gelir. Silis ve erimiş maden içeren suların zamanla bu boşluklarda bıraktığı çökeltilerden oluşan akik, “akik bademleri” adıyla da bilinir.
İnsanlık tarihinin en değerli madenlerinden biri olan altın, yaklaşık 5.000 yıldır önemini korumaktadır. Yumuşak yapısı ve parlak sarı rengiyle bilinen bu değerli metal, tarihte ilk kez Sümerler tarafından kullanılmıştır. Kimyasal simgesi “Au” olan altının atom numarası 79’dur. M.Ö. 700’lü yıllarda para olarak kullanılmaya başlanması, altının zenginliğin ve prestijin sembolü haline gelmesini sağlamıştır.
Doğada genellikle saf halde akarsu yataklarında ya da altın damarları içeren maden ocaklarında bulunur. Günümüzde altın, modern fiziksel ve kimyasal yöntemlerle filizlerinden ayrıştırılarak elde edilmektedir. Tarih boyunca özel ilgi gören bu maden, Firavun Tutankhamun’un hazineleri gibi ünlü eserlerde kullanılmıştır. Aynı dönemde Anadolu’da yaşamış Hititler de Alacahöyük’teki hazinelerinde altına geniş yer vermiştir.
Altın, işlenebilirliği ve estetik güzelliği sayesinde kuyumculuğun vazgeçilmez bir parçasıdır. Sanatta ve zanaatta çok yönlü bir malzeme olarak öne çıkan altın, ahşap kaplamalarda, mermer işçiliğinde, kağıt süslemelerinde ve tombak gibi metal kaplamalarda da kullanılmıştır. Altın, kuyumculuk denildiğinde ilk akla gelen değerli maden olarak bu alanda ayrıcalıklı bir yere sahiptir.
Erimiş altın alaşımlarının dökümü ve detaylı modellerin hassas bir şekilde kopyalanması için kullanılan özel bir refrakter malzemedir. Bu malzeme, hızlı sertleşen silis cürufu ve bağlayıcılar (örneğin etil silikat veya asit fosfat) içeren bir karışımdan oluşur. Kalıp oluşturma sürecinde, bu karışım plastik ya da mum model üzerine dökülerek şekil alır ve daha sonra modelin yakılmasıyla kalıp içinde boşluk oluşturulur. Bu teknik, yüksek hassasiyet gerektiren kuyumculuk ve döküm işlerinde sıkça tercih edilir.
Altın, gümüş, nikel, bakır gibi metallerin, farklı özellikler elde etmek amacıyla birbirleriyle karıştırılmasıyla oluşturulan özel malzemelerdir. Bu karışımlar, metalin maliyetini düşürmenin yanı sıra renk, sertlik ve dayanıklılık gibi fiziksel ve kimyasal özelliklerini de değiştirebilir. Kuyumculukta ve endüstride sıkça kullanılan alaşımlar, hem estetik hem de işlevsel avantajlar sunar.
İki veya daha fazla metalin, her birinin tek başına sahip olduğu özelliklerden daha üstün veya dengeli özellikler elde etmek amacıyla bir arada eritilerek oluşturulan bir karışımdır. Bu işlem, metallerin sertlik, dayanıklılık, korozyona karşı direnç veya estetik görünüm gibi özelliklerini iyileştirmek için uygulanır. Alaşımlar, sanayiden kuyumculuğa kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir ve hem performans hem de maliyet açısından büyük avantajlar sağlar.
Altın, gümüş ve platin grubu metaller dışında kalan, genellikle bakır, nikel ve çinko gibi metaller için kullanılan bir terimdir. Ana metaller, alaşımlar oluşturma veya değerli metallerin kaplanması gibi işlemlerde önemli bir rol oynar. Hem endüstriyel hem de dekoratif amaçlarla kullanılan bu metaller, değerli metallerle birlikte çalışılarak dayanıklılık, sertlik ve maliyet avantajı sağlar.
Elektro kaplama veya elektroformlama işlemlerinde kullanılan ve kaplama işlemi için metal sağlayan pozitif yüklü elektrottur. Anot, elektrolitik hücredeki çözeltide metal iyonlarının serbest bırakılmasında temel rol oynar ve bu iyonlar, kaplanacak yüzeyde birikerek işlem tamamlanır.
Belirli alanların korunmasını sağlamak için kullanılan ve kaynak sırasında metallerin ıslanmasını veya akmasını engelleyen özel bir bileşiktir. Bu madde, işlem sırasında istenmeyen alanlarda metal birikimini veya akışını önleyerek hassasiyeti artırır ve işlemin kontrolünü kolaylaştırır.
Bir metalin veya erimiş alaşımın döküm sırasında akışkanlık kazanması için erime noktasının üzerinde tutulan ekstra sıcaklık farkıdır. Bu sıcaklık, metale kalıbı eksiksiz bir şekilde doldurması için yeterli süre tanır ve erken donmayı önleyerek döküm sürecinin başarılı olmasını sağlar. Aşırı ısı, özellikle karmaşık şekilli kalıplarda yüksek hassasiyetli dökümler için kritik bir öneme sahiptir.
Altın, gümüş ve platin gibi değerli metallerin saflık oranını belirtmek amacıyla yapılan resmi veya gayri resmi damgalama işlemidir. İngiltere’de bu işlem, Ayar Damgalama Yasası’na bağlı olarak UK analiz daireleri tarafından gerçekleştirilir. Bu resmi damgalar, metalin yasal standartlara uygunluğunu garanti eder. Diğer ülkelerde ise genellikle daha gayri resmi yöntemler tercih edilmekte, ancak benzer şekilde metalin saflığını ve değerini tüketiciye göstermeyi amaçlamaktadır.
Altının saflığını ölçmek için kullanılan bir birimdir. Saf altın, 24 ayar (karat) olarak tanımlanır ve %100 altın içerir. 18 ayar (karat) altın ise 18/24 oranında, yani %75 saf altın içerir. Bunun yanı sıra “karat,” değerli taşların ağırlığını ölçmek için de kullanılır. Bu birimde 1 karat, 100 nokta ya da 0.2 grama eşittir ve mücevher sektöründe hem metal saflığını hem de taş ağırlığını ifade eden önemli bir terimdir.
Değerli metallerin saflığını ve karışım oranlarını belirlemek için yapılan analiz işlemidir. Bu işlem, altın, gümüş ve platin gibi değerli metal alaşımlarının yanı sıra külçe, ingot, döküm ürünleri ve özellikle altın takılar üzerinde uygulanır. Ayar kontrolü, metallerin yasal standartlara uygunluğunu doğrulamak ve kalite güvencesi sağlamak amacıyla gerçekleştirilen önemli bir prosedürdür.
Değerli metal yüzeylerindeki küçük çizik, sıyrık, eğe izleri ve ateş lekelerini gidermek için kullanılan doğal, yumuşak bir kayağantaşıdır. Bu taş, genellikle 2 mm ile 25 mm arasında değişen küçük çubuklar halinde temin edilir. Kullanım öncesinde suya batırılarak yumuşatılır ve pomzalama işleminden sonra, cilalamadan önce el eğesi gibi kullanılır. Bu yöntem, yüzeyin pürüzsüzleşmesini sağlayarak son aşama cilalamaya hazır hale getirir.
Elektronik kontrol sistemiyle yönetilen nokta kaynaklarının art arda uygulanmasıyla oluşturulan, kesintisiz ve sızdırmaz bir kaynak yöntemidir. Bu işlem, birbirine bindirilmiş nokta kaynaklar kullanılarak gerçekleştirilir ve genellikle sıvı ya da gaz sızdırmazlığı gerektiren uygulamalarda tercih edilir. Tek nokta kaynaktan farklı olarak, kullanılan elektrotlar çubuk şeklinde değil, disk şeklinde olabilir. Bu özellik, daha hassas ve sürekli bir kaynak hattı oluşturmayı mümkün kılar.
Gaz ve oksijen karışımının çıkış türünü ve alev çapını kontrol eden bir aparatın adıdır. Karışım türü, başlık-karışık veya enjeksiyon-karışık olarak değişebilirken, başlığın büyüklüğü alevin boyutunu ve yoğunluğunu belirler. Kullanılan gazın hızı, alevin uzunluğunu etkiler ve işlemin hassasiyetini artırır. Bu özellikler, kaynak, kesme ve ısıtma gibi işlemler sırasında optimum performans sağlamak için uyarlanır.
Döküm işlemi sırasında katılaşma esnasında oluşan büzülmeyi telafi etmek amacıyla, erimiş metalin döküm kalıbına döküm yolu veya döküm ağızları aracılığıyla aktarılmasını sağlayan süreçtir. Besleme işlemi, metalin kendi ağırlığıyla yerçekimi etkisiyle veya basınçlı sistemler kullanılarak gerçekleştirilebilir. Yetersiz besleme, dökümde porozite (gözeneklilik) ve çekilme boşluğu gibi kusurların oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle doğru besleme, döküm kalitesini artırmada kritik bir öneme sahiptir.
Görülebilir ışık aralığındaki (400-750 nm) farklı dalga boylarının karışımından oluşan radyasyondur. Bu radyasyon, belirli dalga boylarında tepe değerleri (renk şeritleri) içerebilir ve kızılötesi ile morötesi radyasyon bölgeleriyle de ilişkilidir. Gözle görülebilen ışığın yanı sıra, beyaz radyasyon enerji dağılımındaki geniş kapsamıyla aydınlatma, spektroskopi ve optik uygulamalarda önemli bir rol oynar.
Cilalama ve yüzey parlatma işlemlerinde kullanılan, eriyebilir yapıya sahip özel çubuklardır. Bu çubuklar, cilalama tekerleri veya cilalama derileri üzerine uygulanır ve genellikle ince öğütülmüş oksitlerin mum veya sabun ile bağlanmasından oluşur. Çubukların renkleri, içerdikleri oksit türünü ve kesme gücünü belirtir, bu da doğru malzeme seçimini kolaylaştırır. Bileşim çubukları, yüzeyleri parlatmak ve pürüzsüz hale getirmek için yaygın olarak kullanılır.
Pırlantaya yakın sertliğe sahip, 1900 °C üzerindeki sıcaklık ve yüksek basınç altında üretilen kızıl-siyah renkli kübik kristallerden oluşan bir malzemedir. Yüksek dayanıklılığı ve termal kararlılığı sayesinde, elmasla reaksiyon sorunlarının yaşandığı durumlarda kaplama ve yapışkan madde olarak tercih edilir. Bor-nitrit, aşındırıcı ve kaplama uygulamalarında üstün performansıyla dikkat çeker.
Kuyumculukta ve metal işçiliğinde, iki metal bileşeni birleştirmek için kullanılan iki aşamalı bir lehimleme yöntemidir. İlk aşamada, bileşenlerden biri eritken bir madde ile kaplanır ve ardından üzerine lehim uygulanır. İkinci aşamada, soğuyan bu bileşenler bir araya getirilir ve yeniden ısıtılır. Isı etkisiyle, ilk bileşene sürülen lehim erir ve ikinci bileşene akarak iki parçayı güçlü bir şekilde birleştirir. Bu yöntem, hassas ve dayanıklı bağlantılar oluşturmak için idealdir.
Metal yüzeyine parlaklık kazandırmak için zımpara işleminden sonra uygulanan son bitirme aşamasıdır. Bu işlemde, cilalama tozlarıyla zenginleştirilmiş fırçalar veya döner tekerler kullanılır. Cilalama, metale pürüzsüz bir görünüm kazandırırken aynı zamanda yüzeyin estetik çekiciliğini artırır ve son ürünün kaliteli bir görünüme sahip olmasını sağlar.
Levha presleme işlemlerinde, bir zımbanın levhayı kalıptan geçirerek şekil verdiği bir yöntemdir. Bu süreçte, levhanın çevresi radyal çekmeyi engelleyecek şekilde sınırlandırılır. Zımbanın baskısıyla levha kalıp boyunca şekillendirilir ve çevresine doğru çekilir. Çekme işlemi, genellikle sac metalin karmaşık geometrilere dönüştürülmesi için kullanılır ve hassas şekillerin oluşturulmasında etkili bir yöntemdir.
Testereyle malzeme üzerinde oluşturulan yarık veya kanal şeklindeki kesidir. Bu işlem sırasında, kesilen malzemenin genişliği ve hacmi dikkate alınır ve bu miktar talaş olarak uzaklaştırılır. Çentik, metal işleme ve şekillendirme süreçlerinde hassas kesimler ve ayrıntılı şekiller elde etmek için kullanılır.
Boru çekme işlemlerinde, iç destek kullanılmadan borunun kendi duvar kalınlığını koruyarak şekil aldığı bir yöntemdir. Mandrel çekme yönteminden farklı olarak, bu işlem sırasında borunun duvar kalınlığı genellikle artar. Daldırma yöntemi, borunun dayanıklılığını artırmak ve iç yapıyı daha güçlü hale getirmek için tercih edilir.
Döküm, işleme veya kaynaklama sonrası metal yüzeyinde oluşan oksitlerin ve eritken kalıntılarının temizlenmesi için uygulanan bir yüzey işleme yöntemidir. Bu işlemde metal, seyreltik asit veya özel bir dekapaj banyosuna daldırılır. Dekapaj, metalin yüzeyini saf ve pürüzsüz hale getirerek sonraki işlemler için hazırlar ve estetik bir görünüm kazandırır.
Levhayı derin şekillere dönüştürmek için uygulanan bir presleme yöntemidir. Bu işlemde, zımba levhayı kalıp boyunca iterken, levhanın kenarları yarıçaplı bölgelerde kontrollü bir basınç altında çekilir. Sonuçta, karmaşık ve nispeten derin şekiller elde edilir. Derin çekme, özellikle boru veya silindirik yapıların üretiminde başlangıç aşaması olarak sıkça kullanılır ve hassasiyet gerektiren metal şekillendirme uygulamaları için idealdir.
Elmas tozundan değil, kireçlenmiş alüminyum bazlı bir cilalama tozu olarak bilinir. Yüzeyleri parlatma ve hassas bitirme işlemlerinde kullanılır. Özellikle mücevhercilik ve ince işçilik gerektiren uygulamalarda yaygın bir tercih olan diamantin, etkili cilalama performansı ile pürüzsüz ve parlak yüzeyler elde edilmesini sağlar.
Metal levha veya daireyi, yarım küresel bir çukur oluşturmak amacıyla, küre uçlu bir keski yardımıyla oyuk bir bloğun içine çekiçleme yöntemiyle şekillendirme işlemidir. Bu yöntemle elde edilen kubbeli parçalardan, kırpma işlemi sonrasında, iki yarım kubbenin birleştirilip lehimlenmesiyle içi boş bir küre elde edilebilir. Domlama, genellikle dekoratif objeler ve mücevher üretiminde kullanılır.
Erimiş metal veya alaşımların, yavaşça suya dökülerek küçük çakıl taşı boyutunda parçacıklara ayrıldığı bir yöntemle üretilen malzeme formudur. Bu işlem, metalin eritme ve alaşım hazırlama süreçlerini kolaylaştırır. Ayrıca, kesilmiş hurda levhalar da yeniden eritme işlemini daha verimli hale getirmek için tane haline getirilebilir. Döküm taneleri, özellikle alaşım üretimi ve döküm işlemlerinde yaygın olarak kullanılır.
Bir alaşımın döküm işlemi sırasında başarılı bir sonuç elde etmek için sahip olması gereken temel özelliklerin tümüdür. Bu özellikler arasında alaşımın kolayca eriyebilmesi, kalıba akarak boşluğu tam olarak doldurabilmesi, yeterli akışkanlığı sağlaması, kalıp detaylarını doğru şekilde kopyalayabilmesi ve çatlama olmadan kalıptan çıkarılabilmesi yer alır. Döküme elverişlilik, genellikle tek bir testle ölçülemez; birden fazla faktörün değerlendirilmesiyle belirlenir.
Erimiş metalin, merkezkaç kuvveti kullanılarak döner bir mekanizmanın ortasına yakın bir noktadan çevredeki kalıba enjekte edildiği bir döküm yöntemidir. Bu işlemde, döner mekanizma genellikle helezon yay sistemi veya elektrikli bir düzenekle çalıştırılır. Mekanizma, genellikle erimiş metalin uygun sıcaklığa ulaştığını belirten bir sinyal sistemiyle tetiklenir. Döner döküm yöntemi, yüksek hassasiyetli ve homojen yapıya sahip ürünler elde etmek için tercih edilir ve metalin kalıp boyunca dengeli bir şekilde dağılmasını sağlar.
Metal levhanın, dönerek hareket eden bir kalıp üzerinde şekil alması için düz bir aletle güç uygulanarak devir yüzeylerine dönüştürüldüğü bir metal şekillendirme yöntemidir. Bu süreç, metalin duvar kalınlığını inceltmek veya kalınlaştırmak için uyarlanabilir. Dönme işlemi, altın alaşımları gibi dövülebilir ve sünek özelliklere sahip metallerin kolayca şekillendirilmesine olanak tanır. Bu yöntem, özellikle ince ve karmaşık geometrik şekiller elde etmek için idealdir.
Çeşitli genişlik ve derinliklerde D-şekilli oluklar içeren özel çelik bloklardır. Bu bloklar, boru bölme işlemlerinin başlangıcında metal şeritlerin sivri oluklara çekiçlenmesi ya da bölme ve çubuk bölme işlemlerinin hassas bir şekilde ayarlanması için kullanılır. Dövme bloklar, özellikle boru yapımı ve metal şekillendirme süreçlerinde pratiklik ve hassasiyet sağlayan önemli bir araçtır.
Bir metalin, aşırı işlem sertleşmesi veya çatlama meydana gelmeden çekiçleme veya haddelenme yoluyla yoğun bir şekilde şekillendirilebilme yeteneğidir. Bu özellik, metale istenen şeklin verilmesini kolaylaştırır ve genellikle artan sıcaklıkla birlikte daha da iyileşir. Dövülebilirlik, metallerin işlenebilirliği açısından kritik bir parametredir ve özellikle altın, gümüş ve bakır gibi sünek metallerde yüksek düzeyde görülür.
Döküm külçeden üretilen, ancak henüz nihai ürün haline getirilmemiş, standart veya yararlı boyutlarda işlenmiş ara ürünlerdir. Bu ürünler genellikle levha, yaprak, sarılı şerit, daire, çubuk, bar veya bölme şeklinde bulunur. Çoğu zaman tavlama işlemine tabi tutulmuş olup esnekliklerini korurlar, ancak yarı-sert formda da olabilirler. Dövülmüş yarı-bitmiş ürünler, üretim süreçlerinde sonraki aşamalara hazır hammadde olarak kullanılır.
Metalin potada eritilmesi sırasında yüzeyde biriken ve ayrışan pislikler veya yabancı maddelerdir. Bu malzemeler, metalin saflığını olumsuz etkileyebileceği için genellikle eritme işlemi sırasında temizlenir. Egiş, döküm ve eritme süreçlerinde istenmeyen bir yan ürün olarak görülür ve temiz bir döküm elde etmek için dikkatlice uzaklaştırılır.
Savat sanatında, hazırlanan iş üzerine açılan ince kanallara toz haline getirilmiş savat malzemesinin serpilmesi yöntemidir. Tuz ekme hareketine benzer şekilde uygulanan bu işlem, savat tozunun kanallara eşit şekilde yayılmasını sağlar. Daha sonra, savat uygulanmış gümüş, kor halindeki mangal ateşinde ısıtılarak savat tozunun erimesi ve kanalları doldurması sağlanır. İşlem tamamlandıktan sonra yüzeyin tesviyesi ve cilası yapılarak eserin son hali verilir. Savat sanatında ayrıca “sürme savat” adı verilen başka bir yöntem de kullanılmaktadır.
Saf karbonun düzenli bir kristal yapıda oluşmuş doğal bir formudur. Mohs sertlik skalasında 10 ile en sert mineral olarak bilinir ve tüm diğer mineralleri çizebilir. Özgül ağırlığı 3.52’dir. Genellikle renksiz ve saydam olsa da, sarı, gri, kırmızı, mavi ve siyah gibi farklı renklerde de bulunabilir. 770°C sıcaklıkta kül bırakmadan yanma özelliğine sahiptir. Elmasların ağırlığı “karat” birimiyle ölçülür ve bu özelliğiyle mücevherat dünyasında eşsiz bir değere sahiptir.
İncilerin kalınlıklarını ve boyutlarını belirlemek için kullanılan, delik çapları büyükten küçüğe doğru sıralanan özel bir düzenektir. İnciler, bu eleklerden elenerek boyutlarına göre sınıflandırılır. En üstte kalan, yani en büyük boyutlu incilere ise “kalbur üstü” adı verilirdi. Bu yöntem, incilerin sınıflandırılmasında geleneksel ve etkili bir yol olarak kullanılmıştır.
Altın, gümüş, bakır ve pirinç gibi değerli metallerden üretilen ibrikler, kahve takımları, leğenler, sofra takımları gibi günlük kullanıma yönelik eşya ve takımlar için kullanılan bir terimdir. Hem işlevsel hem de dekoratif amaçlar taşıyan evani ürünleri, genellikle zarif işçilikleri ve sanatsal tasarımlarıyla öne çıkar. Geleneksel zanaat kültürünün önemli bir parçasını temsil eder.
Osmanlı Padişahı III. Ahmet döneminde (1703-1730) basılan, 23 ayar saflıkta bir altın paradır. Ağırlığı 1 dirhem veya 5 buğday, yani yaklaşık 3,3475 gramdır. İsmini küçük ve yuvarlak şekli nedeniyle “fındık”tan alan bu altın, Osmanlı döneminin dikkat çekici para birimlerinden biri olup tarihi ve koleksiyon değeri taşır.
Osmanlı döneminde gerçekleştirilen darphane ıslahatlarından biri olup, değerli metallerin belirli bir saflık oranını ifade eden standartları tanımlar. Altın için %91,67 (916 2/3), gümüş için ise %83 (830) saflık oranını belirtir. Bu düzenleme, Osmanlı para birimlerinin kalite standartlarını belirlemek ve güvenilirliğini artırmak amacıyla uygulanmıştır.
Altın ve gümüşten sonra en fazla sanat eserinde kullanılan değerli bir malzemedir. Sadece tek başına değil, aynı zamanda altın, gümüş ve diğer değerli metallerle birlikte kullanılarak zarif ve dikkat çekici eserler yaratılmıştır. Fil dişi, dayanıklılığı ve işlenebilirliği sayesinde mücevher, dekoratif objeler ve sanat eserleri için tercih edilen bir malzeme olmuştur.
Mavi-yeşil tonlarıyla bilinen, estetik ve değerli bir taştır. Bu taşın oluşumunda bakır madenleri önemli bir rol oynar ve bakır buharlarının etkisiyle meydana gelir. Mohs sertlik skalasında 5-6 arasında bir sertliğe sahiptir ve özgül ağırlığı yaklaşık 2,7’dir. Firuze, hem doğal güzelliği hem de dayanıklılığıyla takı ve dekoratif objelerde sıkça kullanılan bir taştır.
Taşların yerleştirileceği yatağı ifade eden ve mıhlama işleminde kullanılan özel bir alan terimidir. Bu yatak, genellikle kurşun ve kalay karışımından oluşan bir alaşımdan yapılır. Foya, 0,20 mikron civarında hassas bir kalınlıkta hazırlanır ve belirli bir ölçüdeki elmasın köşeli tıraşlanmış formuna uygun olacak şekilde tasarlanır. Bu işlem, tıraşlanmış elmasın görüntüsünü ve parlaklığını taş yatağına aktarmayı sağlar ve taşın estetik görünümünü artırır.
Boyun bölgesine takılan ve genellikle süs amaçlı kullanılan bir ziynet eşyasıdır. Tasarımları ve çeşitliliği sayısızdır; ağaç, cam, kabuk, maden ve değerli taşlar gibi birçok farklı malzeme kullanılarak yapılabilir. Gerdanlık, tarih boyunca kültürel ve estetik bir öğe olarak her dönemde farklı stillerde ve şekillerde üretilmiştir.
Süs taşı olarak kullanılan, yeşil renk tonlarıyla bilinen özel bir “krizopraz” türüdür. Bu değerli taş, bir kalsedon çeşidi olup, doğal güzelliği ve dikkat çekici rengi sayesinde takı ve dekoratif objelerde sıkça tercih edilir. Göz boncuğu, özellikle estetik görünümü ve zarafetiyle öne çıkan bir süs taşıdır.
Bir çiçek çeşidi olan gülün, sanatta ve zanaatta işlenerek gümüş gibi metaller üzerine uygulanmasıyla elde edilen süsleme motifidir. Kullanım alanlarına göre farklı isimler alır; örneğin, aşir gülü, cüz gülü, gülbezek ve güçle gibi. Bu motifler, hem estetik bir zarafet katar hem de geleneksel sanatın bir parçası olarak tarihi ve kültürel bir anlam taşır. Gül süslemeleri, özellikle dekoratif objeler ve takılarda yaygın olarak kullanılır.
Altın yüzeylerini parlatmak için kullanılan özel bir tozdur. Parlatma işlemi sırasında altına pürüzsüz ve parlak bir görünüm kazandırmak amacıyla tercih edilir. Gülbahar, kuyumculuk ve mücevher işçiliğinde altın yüzeylerin estetik değerini artıran önemli bir malzemedir.
Tarih boyunca değerli bir metal olarak bilinen gümüş, M.Ö. 2500 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Bu dönemde, özellikle Çinliler, Persler ve Türkler tarafından kullanıldığı kaydedilmiştir. Estetik görünümü ve işlenebilirliği nedeniyle gümüş, hem takı ve süs eşyalarında hem de günlük kullanım gereçlerinde tercih edilen bir maden olmuştur. Gümüş, tarih boyunca zenginlik ve zarafetin bir sembolü olarak kabul edilmiştir.
Elektrikli ayrıştırma (elektro kaplama) yöntemi kullanılarak, bir metal yüzeyin ince bir gümüş tabakası ile kaplanması işlemidir. Bu yöntem, metale hem estetik bir parlaklık kazandırır hem de yüzey koruması sağlar. Gümüş kaplama, genellikle dekoratif objeler, takılar ve mutfak eşyalarında yaygın olarak tercih edilir.
Külçe metalden tel veya ince metal şeritler elde etmek için kullanılan, üzerinde genişten dara doğru sıralanmış deliklere sahip özel bir demir alettir. Metal, bu deliklerden geçirilerek istenen incelikte ve uzunlukta şekillendirilir. Hadde, kuyumculuk ve metal işleme alanlarında sıkça kullanılan bir araçtır ve tel çekme işlemlerinde temel ekipmanlardan biridir.
Sıcak iklim bölgelerinde yaşayan kadınların ayak bileklerine taktıkları, genellikle gümüşten yapılan zarif bir ayak bileziğidir. Hem estetik hem de kültürel bir aksesuar olarak kullanılan halhal, geçmişten günümüze çeşitli tasarımlarla geleneksel takıların önemli bir parçası olmuştur.
Kuyumcuların kaynak işlemi sırasında madenin üzerine alev yönlendirmek için kullandıkları, içi delik ince bir borudur. Hamlaç, üfleyerek alevi hassas bir şekilde kontrol etmeye olanak tanır ve kuyumculuk işlerinde küçük ve detaylı kaynak işlemlerinde sıkça kullanılır. Bu araç, özellikle ince işçilik gerektiren altın ve gümüş işlemlerinde tercih edilir.
Altının en saf hali olan 24 ayarına ve gümüşün 1000 ayarına verilen esnaf terimidir. Altın ve gümüş gibi değerli madenler, saflıklarının getirdiği yumuşaklık nedeniyle genellikle doğrudan kullanılmaz. Daha dayanıklı ve işlenebilir hale getirmek için altın, bileziklerde genellikle 22 ayara, kolye ve küpelerde ise 18 veya 14 ayara düşürülür. Gümüş ise dayanıklılığı artırmak için 900 veya 800 ayar seviyesine indirgenerek kullanılmaktadır. Bu süreç, değerli madenlerin hem işlevsellik hem de estetik açıdan daha kullanışlı olmasını sağlar.
İnce metal tellerin hadde işleminden geçirilerek, birbirinin altından ve üstünden geçecek şekilde cımbız yardımıyla örülmesiyle oluşturulan geleneksel bir örgü türüdür. Bu teknik, en çok Trabzon yöresinde genç kızlar tarafından uygulandığı için “Trabzon işi” olarak da anılır. Tarihsel olarak genellikle kemer yapımında kullanılan bu örgü, günümüzde bilezik, boyun zinciri, küpe gibi çeşitli takılarda da kullanılmaktadır. Zengin müşteriler için altından yapılan versiyonları da bulunmaktadır ve bu örgü tarzı, zarif ve el emeği yoğun bir kuyumculuk sanatı olarak değer görmektedir.
Türk süsleme sanatında sıkça kullanılan, dikine kesilmiş bir çiçek kesitini andıran bir motif türüdür. Zarif ve estetik bir görünüme sahip olan Hatayi motifi, genellikle geleneksel el sanatları, mimari süslemeler ve değerli objeler üzerinde kullanılarak Türk sanatının özgünlüğünü ve zarafetini yansıtır.
Osmanlı Padişahı II. Mahmud döneminde (1808-1839), 1829 ve 1830 yıllarında, padişahın tahta çıkışının 21. ve 22. yıllarında iki kez bastırılan özel bir altın paradır. Bu para, Osmanlı darphane tarihinin önemli bir örneğini teşkil eder ve dönemin ekonomik ve kültürel yapısını yansıtan değerli bir hatıradır.
Kullanılamaz hale gelmiş veya aşırı yıpranma nedeniyle işlevselliğini yitirmiş eserler ile bir ürünün yapımı sırasında artan ve başka bir işte kullanılamayan metal parçalardır. Bu tür artıklar, genellikle hurda kabına toplanır ve yeniden değerlendirilmek üzere eritilir. Elde edilen malzeme, genellikle altın veya gümüş gibi değerli metallere dönüştürülerek yeni ürünlerin yapımında kullanılır. Hurda geri dönüşümü, hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir süreçtir.
1787 yılında basılan, gümüş oranı düşük, bakır oranı yüksek olan bir Osmanlı parasıdır. Düşük gümüş içeriği nedeniyle dönemin ekonomik koşullarında sıkça eleştirilmiş, ancak halk arasında yaygın olarak kullanılmıştır. İkilik, Osmanlı parasal sisteminde dönemin ekonomik politikalarını yansıtan bir örnek olarak dikkat çeker.
Tespihin uç kısmına takılan ve genellikle ağaç, altın, gümüş veya değerli taşlardan yapılan dekoratif bir başlıktır. İmame, hem tespihin estetik bütünlüğünü sağlar hem de işlevsel bir parçası olarak dizilimin başlangıç noktasını belirler. Tespih imameleri, genellikle tespih tanelerinin genişliğiyle uyumlu olacak şekilde tasarlanır ve uzunlukları tanelerin 5 ila 7 katı arasında değişir. Tespih sanatında özenle işlenen imameler, koleksiyon değeri taşıyan parçalardan biri olarak kabul edilir.
İstiridye ve midye gibi deniz yumuşakçalarının, içlerine giren kum veya diğer küçük taneciklere karşı kendilerini koruma mekanizması sonucu oluşan değerli bir doğal taş türüdür. Bu süreçte, yumuşakça, taneciği dışarı atmak yerine, zarar görmesini önlemek amacıyla üzerine ince katmanlar halinde “sedef” adı verilen bir salgı salgılar. Zamanla bu salgı birikerek, parlak ve pürüzsüz bir yüzeye sahip inciyi oluşturur. İnci, doğal güzelliği ve nadirliği nedeniyle mücevherat dünyasında büyük değer taşır.
İncilerin doğal parlaklıklarını koruması ve bakımının sağlanması için uygulanan bir temizlik yöntemidir. İnciler, suyla temas eden bir madde oldukları için suyu sever ve ara sıra yıkanmaları gerekir. Bu banyo, incilerin parlaklığını artırır ve yüzeyde biriken kirleri temizler. Ancak bu işlem sırasında kesinlikle deterjan gibi kimyasal maddeler kullanılmaz; yalnızca temiz su tercih edilir. Bu nazik bakım yöntemi, incilerin ömrünü uzatır ve doğal güzelliğini korur.
Ural Dağları’ndan çıkarılan, altı köşeli kristal yapıya sahip bir krizoberil türüdür. Sertliği Mohs ölçeğinde 8,5, özgül ağırlığı ise 3,7’dir. Dayanıklılığı ve nadirliği sayesinde değerli taşlar arasında özel bir yer tutar. İskender Taşı, genellikle mücevher yapımında kullanılır ve renk değişimi özelliğiyle dikkat çeker.
Dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biri olan, yaklaşık 400 yıllık bir ticaret merkezidir. İçinde karşılıklı sıralanmış dükkanların bulunduğu çarşı, ana cadde ve sokaklarının üstü kapalı olacak şekilde tasarlanmıştır. Çarşı, akşamları güvenlik amacıyla kapatılan büyük kapılarıyla bir kale görünümü taşır. Tarihi, mimarisi ve ticaret kültürüyle Kapalı Çarşı, sadece alışveriş değil, aynı zamanda bir tarih ve kültür deneyimi sunar. İstanbul’un en önemli turistik mekanlarından biri olan bu çarşıda, kuyumculuk, halıcılık, el sanatları ve baharat gibi çok çeşitli ürünler bulunur.
Türk süsleme sanatında, yazı ve desenlerin bir resim gibi dengeli, uyumlu ve estetik bir şekilde yerleştirilmesi sanatıdır. İstif, görsel bütünlük sağlayarak kompozisyonun hem sanatsal hem de anlam bakımından etkileyici olmasını hedefler. Özellikle hat sanatı, tezhip ve mimari süslemelerde kullanılan bu teknik, Türk sanatının zarafet ve düzen anlayışını yansıtır.
Madenin, yüksek sıcaklıklarda bir pota içerisinde eritilerek sıvı hale getirilmesi işlemidir. Bu süreç, metallerin saflığını artırmak, şekillendirme öncesinde işlenebilir hale getirmek veya alaşım oluşturmak amacıyla uygulanır. İzabe, metalurji ve döküm endüstrilerinde temel bir işlem olarak kullanılır.
Kadın takılarında kullanılan, yarım küre şeklindeki dekoratif bir süsleme biçimidir. Genellikle içi boş olarak üretilen kabaralar, hafif olmaları ve zarif görünümleri nedeniyle takılara estetik bir değer katmak için tercih edilir. Bu süsleme tekniği, özellikle bilezik, kolye ve küpe gibi aksesuarların tasarımında sıkça kullanılır.
Gümüş kakma işçiliğinden ziyade, oluşturduğu üç boyutlu görsel etkiden dolayı bu isimle anılan bir süsleme tekniğidir. Metal yüzey üzerine, desen veya motiflerin yükseltilerek işlenmesiyle elde edilir. Kabartma, takılar, dekoratif objeler ve sanat eserlerinde sıkça kullanılan bir teknik olup, eserlere estetik bir derinlik ve zenginlik kazandırır.
Maden külçelerinin yüksek sıcaklıklarda eritilerek safsızlıklarından arındırılması işlemine verilen isimdir. Bu işlem, metalin daha saf ve işlenebilir bir hale gelmesini sağlamak amacıyla uygulanır. Kal işlemi, genellikle altın ve gümüş gibi değerli metallerin arıtılmasında kullanılır ve metalurji süreçlerinin önemli bir aşamasını oluşturur.
Taklit veya sahte gümüş paraları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Osmanlı döneminde, gerçek gümüş akçaların değerini düşüren taklit paralar için bu ifade yaygın olarak kullanılmıştır. Kalp akçalar, ekonomik düzeni olumsuz etkilediği için dönemin para sisteminde sorunlara yol açmıştır.
Altın sarısı veya kahverengi tonlarında, ince damarlı veya telsi yapıya sahip bir kuvars türüdür. Doğal ışık altında sergilediği ipeksi parlaklık ve hareketli desenleriyle dikkat çeker. Kaplan Gözü, hem estetik hem de sembolik değer taşıyan bir taş olarak takı yapımında ve dekoratif objelerde sıkça kullanılır. Ayrıca, dayanıklılığı ve eşsiz görünümü nedeniyle koleksiyon taşları arasında popülerdir.
Gümüş eşyalar üzerinde, çelik kalem darbeleriyle uygulanan ve çeşitli desenler veya motifler oluşturmak için kullanılan bir süsleme tekniğidir. Bu işlem sırasında yüzey üzerinde çökertmeler yapılır veya farklı malzemeler yüzeye yerleştirilerek dekoratif bir görünüm elde edilir. Kakma sanatı, detaylı işçiliği ve zarif sonuçlarıyla gümüş işçiliğinde öne çıkan bir zanaat yöntemidir.
Gümüşe benzeyen hafif kül renginde, yumuşak ve ak renkli bir metal olup, “ak kurşun” olarak da bilinir. Kalay, işlenmesi kolay bir metal olduğu için pek çok alanda kullanılır. %50 oranında kurşun ile karıştırıldığında lehim elde edilir ve bu karışım, metal birleştirme işlemlerinde yaygın bir şekilde kullanılır. Kalay ayrıca dayanıklılığı artırmak ve korozyonu önlemek için diğer metallerin kaplanmasında da tercih edilir.
Altın ve gümüş gibi değerli metal levhalar veya eşyalar üzerinde kakma, kesme ve sade kalem işçiliği işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan, ucu sivri çelik bir çubuktur. Çeşitli işçilik detayları için farklı şekil ve boyutlarda kalemler bulunur. Yapılacak desene veya işin inceliğine göre uygun bir kalem seçilerek, metaller üzerinde zarif ve detaylı süslemeler yapılır. Kalem, geleneksel kuyumculuk ve metal işçiliğinde vazgeçilmez bir araçtır.
Metallerin birleştirilmesi için kullanılan bir yöntem olup, altın ve gümüş gibi değerli metallerin birleşiminde özel teknikler gerektirir. Kaynak işlemi, lehimleme, perçinleme veya diğer birleştirme yöntemlerini içerebilir. Özellikle altın ve gümüş kaynaklarında, yüksek hassasiyet ve uygun malzeme seçimi önemlidir. Bu yöntemler, kuyumculukta ve metal işçiliğinde dayanıklı ve estetik birleşimler oluşturmak için yaygın olarak kullanılır.
Geleneksel para kesesi olarak kullanılan, genellikle değerli maden paraların taşındığı küçük bir kese türüdür. Kanışkalar, tarih boyunca hem pratik bir taşıma aracı hem de zenginliğin simgesi olarak kullanılmıştır. Özellikle Osmanlı döneminde yaygın olan bu keseler, işlemeli kumaşlardan veya deri malzemeden yapılırdı.
Düşük değere sahip metallerin, altın veya gümüş gibi daha değerli metallerle kaplanarak estetik ve işlevsel özelliklerinin artırıldığı bir işlemdir. Kaplama, metale değer katmanın yanı sıra yüzeyi korozyondan koruma ve daha şık bir görünüm sağlama amacıyla uygulanır. Kuyumculuk ve dekoratif metal işçiliğinde sıkça kullanılan bu teknik, hem ekonomik hem de görsel açıdan avantajlar sunar.
Sarı-yeşilimsi ve kül renginde veya sarı saydam bir kuvars türüdür. Bu taş, ışık altında belirgin bir şekilde “kedi gözü” efektini oluşturur, yani yüzeyinde bir ışık yansıması ile belirgin bir şerit oluşur. Estetik görünümü nedeniyle mücevherat yapımında ve takı tasarımlarında yaygın olarak kullanılır. Kedi Gözü, hem doğal güzelliği hem de şans getirdiğine inanılan özellikleri ile değerli taşlar arasında öne çıkar.
Levha şeklinde işlenmiş altın anlamına gelir. Bu terim, altının ince levhalar halinde dövülerek veya şekillendirilerek elde edilen formunu tanımlar. Kemse, genellikle kuyumculuk ve sanat eserlerinde kullanılır ve altının geniş yüzeylerde estetik amaçlarla uygulanmasını sağlar.
Altın veya gümüş paraların konulduğu, genellikle meşin (deri) veya kumaştan yapılan bir para torbasıdır. Bu torbalar, paraların güvenli bir şekilde taşınması amacıyla kullanılır ve tarihsel olarak ticaret veya günlük yaşamda yaygın olarak tercih edilmiştir. Kese, bazen süsleme amaçlı olarak işlenmiş veya dekoratif hale getirilmiştir.
Elmas, zümrüt gibi değerli taşların tartılmasında kullanılan bir ağırlık ölçü birimidir. 1 kırat, 0,2 gramdır. Değerli taşların ticaretinde ve değerlendirilmesinde bu birim kullanılarak taşların ağırlığı belirlenir. Kırat, taşın büyüklüğü ve değerinin önemli bir göstergesidir.
Açık kırmızı ile koyu kırmızı arasında değişen bir renge sahip değerli bir taştır. En çok beğenilen ve değerli olanı, “güvercin kanı kırmızısı” olarak adlandırılan, canlı ve derin kırmızı tonudur. Kızıl yakut, sertliği ve estetik görünümüyle mücevherat dünyasında önemli bir yer tutar ve genellikle yüzük, kolye gibi takıların süslemesinde kullanılır.
Hasır örgüsünde, tellerin birbirine zigzag biçiminde yerleştirilerek oluşturulan desenin çukur kısmına verilen isimdir. Bu kısımlar, örgüdeki estetik yapıyı oluşturan önemli parçalardır ve özellikle takılarda, kuyumculuk işçiliğinde zarif bir detay olarak yer alır.
Boyna takılan, çeşitli madenler, porselen, cam gibi malzemelerden yapılan ve genellikle sağlam bir ip veya zincirle geçirilen bir ziynet eşyanıdır. Kolye, takı dünyasında önemli bir yer tutar ve estetik bir görünüm sağlamakla birlikte, tarihsel ve kültürel anlamlar da taşıyabilir. Kolye çeşitleri, kullanılan malzemeye ve tasarıma göre farklılık gösterir ve genellikle özel günlerde veya günlük kullanımda tercih edilir.
Cep saatlerinin, genellikle gümüş veya altın zincirle boyna asılması veya yeleğe iğnelenmesi biçiminde kullanılan bir zincir türüdür. Köstek, cep saatlerini taşımanın yanı sıra estetik bir aksesuar olarak da işlev görür. Çeşitleri oldukça fazladır, ancak en ünlü olanları arasında Arnavut kösteği, arpalı kösteği ve İstanbul işi gibi geleneksel tasarımlar yer alır. Bu tür köstekler, genellikle zarif işçilikleriyle öne çıkar ve tarihsel olarak önemli bir yere sahiptir.
Kadın takılarında kullanılan bir süsleme adıdır. Genellikle gümüş takılarda bu adı alır ve tasarımlarında geleneksel öğeler içerir. Kurba, estetik ve zarif bir görünüm sağlamak amacıyla takılara eklenen süslemelerden biridir. Bu süslemeler, takılara özgünlük ve geleneksel bir hava katmaktadır.
Kuyum işçiliği yapan sanatkâr veya kuyumculuk işiyle uğraşan esnafa verilen isimdir. Kuyumcu, değerli metallerle çalışarak takı, süs eşyası veya diğer dekoratif ürünler yapar ve bunları satar. Hem el işçiliği yapan hem de bu işin ticaretini yapan kişiler kuyumcu olarak adlandırılır. Kuyumculuk, tarih boyunca sanatsal bir beceri ve ekonomik bir faaliyet olarak önemli bir yer tutmuştur.
Değerli madenler (altın, gümüş, platin gibi) ve taşlar kullanılarak yapılan, çeşitli tekniklerle işlenen ve yüksek sanat değeri taşıyan takı ve süs eşyasıdır. Kuyumculuk, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan önemli bir zanaattır. Takılar, işlemeler, taşlarla süslemeler ve farklı tasarımlar, kuyumculuk ürünlerinin çeşitliliğini oluşturur. Kuyumculuk, tarihsel olarak kültürel zenginliği yansıtan ve zarafeti simgeleyen bir sanat dalıdır.
24 ayar altın veya 1000 ayar gümüşün, potada eritilerek kalıplara dökülüp şekil verilmiş halidir. Külçeler, genellikle saf ve ham metal olarak, ticaret, yatırım veya işleme amaçlarıyla kullanılır. Bu form, metalin saf ve işlenebilir halde saklanmasını sağlar ve genellikle tekrar işlenmek üzere geri dönüşümde de kullanılır. Külçeler, değerli metallerin ticaretinde ve sanayide önemli bir yer tutar.
Kulak memesinin delinmesinin ardından, ince bir tel çengel aracılığıyla kulak memesine takılan, çok sayıda çeşidi bulunan bir takıdır. Küpe, kadınlar ve bazı erkekler tarafından kullanılan yaygın bir ziynet eşyasıdır. Farklı tasarımlar, taşlar, metaller ve şekillerle üretilen küpeler, takı dünyasında estetik ve kişisel tarzı yansıtan önemli aksesuarlardır.
Yakuta benzer, parlak kırmızı renkte ve saydam bir alüminyum oksidi olan değerli bir taştır. Lal, özellikle mücevherat dünyasında yüksek değer taşıyan bir taş olarak kullanılır ve genellikle kırmızı rengin zengin tonlarıyla bilinir. Bu taş, aynı zamanda “pembe yakut” veya “yakut lal” olarak da adlandırılabilir ve estetik görünümü ile takılarda sıklıkla tercih edilir.
Hem mezar kabir anlamında kullanılan bir terim hem de bakır, demir, altın ve gümüş gibi değerli metallerde uygulanan geleneksel bir çakma yöntemidir. Bu teknikte, metal yüzeyine açılan kanalların tabanları, mezar şeklinde genişletilerek, çakma işlemi ile metalin tabana tutunması sağlanır. Bu yöntem, çakma işleminin dayanıklılığını artırarak, metalin çıkmasını engeller. Lahit, çok eski bir Türk sanatı olarak, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yaygın şekilde kullanılmış ve Türk ile dünya müzelerinde sergilenen pek çok tarihi eser, kalkan, kılıç, top, tulga, tüfek gibi silahlar bu teknikle süslenmiştir.
Kimi metallerin birbirine birleştirilmesinde kullanılan, genellikle %50 kalay ve %50 kurşun karışımından oluşan bir alaşımdır. Lehim, düşük sıcaklıklarda eriyip, metallerin birleşmesini sağladığı için kolayca uygulanabilir. Bu nedenle tarih boyunca birçok farklı uygulamada yaygın olarak kullanılmıştır. Ancak, her metal kendi türüyle daha sağlam ve kalıcı bir bağ oluşturur; örneğin, altın için altın, gümüş için gümüş kaynak kullanılır. Lehim, genellikle pratik ve hızlı bir çözüm sunmakla birlikte, daha değerli metallerin birleştirilmesinde özel kaynak yöntemleri tercih edilir.
Yüzeyi geniş, kalınlığı ince olan bir nesnedir. Hangi maddenin levhası ise, o maddeyle adlandırılır, örneğin bakır levha, gümüş levha, pirinç levha gibi. Gümüşçülükte, levha genellikle külçe madenin dövülerek veya merdaneden geçirilerek elde edilir. Bu işlem, metalin istenen incelikte ve genişlikte şekillendirilmesini sağlar ve takı yapımında, süslemelerde ve endüstriyel uygulamalarda kullanılır.
Kazanılan bir savaşın veya önemli bir olayın anısına, başarıları ödüllendirmek amacıyla genellikle altın, gümüş gibi değerli metallerden yapılan ve hak eden kişilere verilen nişandır. Madalyalar, ödül ve onur simgesi olarak takılır ve genellikle kahramanlık, başarı veya hizmet için bir hatıra olarak saklanır. Bu özel ödüller, tarihsel ve kültürel anlam taşır ve birçok farklı alanda, özellikle askeri ve sportif başarılar için verilir.
Doğada bulunan ve filizlerinden elde edilen, sonrasında eritilip şekillendirilebilen, döküm, kesim, dövme ve çeşitli nakış işlemlerine uygun olan maddelerdir. Madenler, farklı işlemlerle istenilen biçimlere getirilebilir ve genellikle dayanıklılık, işlenebilirlik ve estetik açıdan değerli metaller (altın, gümüş, bakır gibi) ile kullanılır. Kuyumculuk ve endüstriyel alanlarda yaygın olarak kullanılan madenler, sanatsal ve fonksiyonel amaçlarla işlenir.
Eşyayı korumak, saklamak ve dış etkilere karşı (bozulma, darbe, korozyon vb.) muhafaza etmek amacıyla yapılmış madeni kutulardır. Mahfazalar, değerli eşyaların güvenli bir şekilde saklanması için kullanılır ve çeşitleri oldukça fazladır. Bu kutular, farklı malzemeler ve işçilik teknikleriyle yapılabilir, genellikle altın, gümüş, bakır gibi metallerden üretilir. Mahfaza, hem fonksiyonel hem de estetik olarak tasarlanmış olabilir.
Dışı ve içi tamamen aynı madenden oluşan, içi boş olmayan ve dış yüzeyi başka bir madenle kaplanmamış olan bir yapıdır. Masif, genellikle takı ve değerli eşyalarda kullanılan bir terim olup, bu tür ürünler sadece tek bir metalden yapılmıştır, yani kaplama veya alaşım içermez. Örneğin, “masif altın” ifadesi, altının tamamen saf ve kaplama içermeyen bir biçimde kullanıldığını belirtir.
Madenlerin yüzeylerini sürerek parlatmaya yarayan bir alet olup, özellikle sıvamacılıkta kullanılan bir biçimlendirme çubuğudur. Mazgala, genellikle yaklaşık 30 cm uzunluğunda ve 10 cm çapında uzun bir sopaya geçirilmiş, çelikten yapılmış ve 2 cm çapında sapı olan bir araçtır. Uçları ise yapılan işin türüne göre değişik biçimlerde tasarlanmıştır. Bu alet, maden yüzeyini düzgünleştirmek ve parlatmak için kullanılır, özellikle metal işleme ve kuyumculuk gibi alanlarda önemli bir işlevi vardır.
Mecidiye: I. Abdülmecit Han döneminde (1839-1861) basılan, 20 kuruş değerinde ve 830 ayar gümüşten yapılmış bir Osmanlı parasının adıdır. Mecidiye, 24,055 gram ağırlığında ve 37 mm çapında olup, dönemin ekonomik yapısını yansıtan önemli bir para birimidir. Bu para, adını padişah I. Abdülmecit’ten almış ve dönemin altın ve gümüş para sisteminin bir parçası olarak kullanılmıştır.
Deniz dibindeki kayalıklarda oluşan, kalker yapısına sahip ve ağaç gibi dallı, budaklı bir görünüme sahip taşlaşmış hayvan fosilleridir. Mercan, genellikle deniz canlılarının, özellikle mercan poliplerinin zamanla mineralleşerek taşlaşması sonucu oluşur. Bu fosil taşlar, doğal güzellikleri ve estetik görünümleri nedeniyle mücevherat yapımında, takılarda ve dekoratif objelerde sıklıkla kullanılır.
Kesilmiş madeni paralar ve madalyalar hakkında kullanılan bir terimdir. Bu terim, özellikle tarihsel veya koleksiyon değeri taşıyan, belirli şekillerde kesilmiş veya şekillendirilmiş madeni paralar ve madalyalar için kullanılır. Mekukat, aynı zamanda bu tür paraların tasarımı, işçilikleri ve nadirlikleri açısından değerli objeler olarak kabul edilmesini ifade eder.
Balmumu ışıldamlı sarı, kırmızı ve sincap renkleri gibi saydam olmayan bir kalsedon taşı çeşididir. Mihenk taşı, tarih boyunca özellikle sertlik testlerinde ve değerli taşların saflıklarını belirlemek için kullanılmıştır. Ayrıca, estetik ve dekoratif amaçlarla da takı ve süs eşyaları yapımında tercih edilen bir taş olarak bilinir.
Astar kalınlığını belirtmek için kullanılan bir kalınlık ölçü birimidir. Mikron, 1 milimetrenin 1000’de biri olup, genellikle ince malzeme kalınlıklarını ölçmek için kullanılır. Mikronlar, genellikle kumpas adı verilen bir aletle ölçülür. 100 mikron, 1 milimetreye eşittir ve bu ölçü birimi, özellikle teknik ve sanayi alanlarında hassas ölçümler için yaygın olarak tercih edilir.
Elmas, inci, pırlanta, zümrüt gibi değerli taşlarla yapılan ve estetik açıdan yüksek sanat değeri taşıyan takılar ve süs eşyalarıdır. Mücevherler, genellikle takı yapımında kullanılan bu taşlarla işlenen değerli metal (altın, gümüş, platin vb.) ile birleşerek zarif ve kalıcı sanat eserleri oluşturur. Hem estetik hem de ekonomik açıdan değerli olan mücevherler, tarihi boyunca sembolizm, zarafet ve statü göstergesi olarak kullanılmıştır.
Ağaç, taş ve metal gibi malzemeleri oyarak, çukurlaştırarak veya kabartarak bu malzemelere hacim kazandıran sanatkâra verilen isimdir. Nakkar, özellikle geleneksel el sanatlarında, süsleme ve dekorasyon amacıyla malzemeyi işleyerek estetik bir değer oluşturur. Bu sanat dalı, minyatür işçiliği, mücevher yapımı ve diğer el sanatlarında sıklıkla uygulanmıştır.
Dağ kristali olarak bilinen, renksiz ve saydam bir kuvars türüdür. Saf haliyle doğal bir kuvars olan necep taşı, estetik ve şeffaf yapısıyla dikkat çeker. Bu taş, genellikle mücevherat yapımında kullanılır ve aynı zamanda çeşitli doğal tedavi yöntemlerinde de yer alır.
Eritilerek külçe haline getirilmiş gümüştür. Bu işlem, gümüşün saflaştırılması ve işlenmeye uygun hale getirilmesi için yapılır. Nukra, genellikle metal işleme süreçlerinde, özellikle kuyumculukta kullanılan bir şekildir. Gümüş külçeler, tekrar işlenmek üzere çeşitli şekillerde kullanılmak üzere bu şekilde elde edilir.
Madeni para uzmanı veya koleksiyoneri anlamına gelir. Nümizmat, sikke koleksiyonu yaparak, madeni paraların tarihi, değerleri, türleri ve koleksiyon özellikleri hakkında bilgi sahibi olan kişidir. Ayrıca, bu alandaki madeni paraları derleyip inceleyen ve bazen ticaretini yapan kişilere de nümizmat denir.
Altın, gümüş gibi değerli metallerin eritildiği yer olup, bu işlemler için yüksek ısıya ihtiyaç duyulur. Ocakta, taş kömürü gibi yakıtlar kullanılır çünkü bu metallerin erimesi için oldukça yüksek sıcaklıklar gereklidir. Kuyumculukta kullanılan potalar, ateşe dayanıklı malzemelerden yapılmış olup genellikle kalın bir su bardağı şeklindedir. Potaya yerleştirilen maden, uzun bir maşa ile ocakta ısıtılır ve eritildikten sonra, başka pisliklerden arındırılan bu sıvı maden yine maşa ile alınarak kalıplara dökülür. Bu işlem, metalin saflaştırılması ve şekillendirilmesi için önemli bir aşamadır.
Yeni yapılmış gümüş eserlerin eski görünüme kavuşturulması için uygulanan bir işlemdir. Bu işlemde, gümüş yüzeyine oksitlenme reaksiyonu uygulanarak, yüzeyde kararmalar veya koyulaşmalar sağlanır. Oksitleme, genellikle gümüş takı ve süs eşyalarında eskiye ait bir görünüm elde etmek için kullanılır ve bu sayede eserler daha antik ve klasik bir estetik kazandırılır.
Havadaki nem ve oksijenle etkileşime giren madeni eşyaların yüzeyinde ortaya çıkan pas veya koruyucu tabakadır. Bu süreç, metalin oksitlenmesi olarak bilinir. Demir oksitlendiğinde zamanla paslanır ve çürür, ancak gümüş oksitlendiğinde yüzeyde koruyucu bir tabaka oluşur. Bu oksit tabaka, gümüşün kararmasına yol açsa da bazı kişiler bu görünümü tercih eder, çünkü antik bir estetik ve zarafet sağlar. Gümüş üzerindeki oksit tabakası, zamanla metalin doğal bir korumasını oluşturur.
Erzurum’un Oltu ilçesinde çıkarılan, rengi siyah olan ve kolayca şekil verilebilen bir taş çeşididir. İyi cila tutması nedeniyle kuyumculukta, özellikle altın ve gümüş işçiliklerinde sıklıkla kullanılır. Oltu taşı, özellikle kolye, tespih, yüzük kaşı gibi takı ve süs eşyalarının yapımında tercih edilir. Aynı zamanda “Erzurum kehribarı” olarak da bilinir. Bu taş, hem estetik hem de işlenebilirlik açısından değerli bir malzeme olarak kuyumculukta önemli bir yere sahiptir.
Daire şeklinde düzgün katmanlara sahip, genellikle siyah ve beyaz (ak) renklerin kombinasyonuyla oluşan bir akik türüdür. Oniks, estetik olarak dikkat çekici ve işlenmesi kolay bir taş olup, mücevherat ve takı yapımında yaygın olarak kullanılır. Renk geçişleri ve katmanlı yapısı, ona özel bir zarafet ve derinlik kazandırır. Oniks, tarih boyunca hem dekoratif hem de koruyucu özellikleriyle değerli kabul edilmiştir.
Bu işlem, çeşitli delici, kesici ve tırmalayıcı aletler ile bazen kimyasal maddelerin yardımıyla yapılır. Oyma, özellikle süs eşyaları üzerinde sıklıkla uygulanan bir tekniktir. Bilezikler, jeton biçimindeki parçalar ve kolyeler gibi takılar, bu teknikle işlenir. Oyma işleminden geçirilen süs eşyaları, genellikle altın gibi değerli metallerle veya başka süsleme yöntemleriyle zenginleştirilerek, estetik ve zarif bir şekilde son halini alır. Bu yöntem, takılara özgünlük ve sanatsal değer kazandırır.
Hasır örgüsü olarak bilinen, Trabzon işinde yapılan geleneksel örme yöntemidir. Bu sanat, özellikle Karadeniz yöresinde genç kızlar tarafından yapılmaktadır. Yumuşak ve ince teller kullanılarak, dantel örer gibi kolayca örülen bu örgü, yüksek ayar çekilmiş ince metal tellerle işlenir. Örgü işlemi tamamlandıktan sonra, hadde merdanelerinden geçirilerek yassılaştırılır. Örgünün baş ve son kısımları, çözülmemesi için kaynak yapılarak sağlamlaştırılır. Bu geleneksel işçilik, kuyumculukta zarif ve özgün takılar yaratmak için kullanılır.
Kaynak ve lehim yapma yerine, iki veya daha fazla parçayı birleştirmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu teknikte, parçalar üst üste getirilir ve ardından bir delik açılır. Açılan bu deliğe, aynı maddeden yapılmış bir çivi yerleştirilir ve çekiçle sıkıca sabitlenir. Perçinleme, genellikle metal işçiliğinde, özellikle sağlam ve dayanıklı bağlantılar elde etmek için kullanılır. Bu yöntem, özellikle tarihsel yapıların inşasında ve eski kuyumculuk tekniklerinde yaygın olarak tercih edilmiştir.
Büyüteç işlevi gören, bakılan nesneleri daha büyük gösteren bir alettir. Genellikle, altın, gümüş gibi değerli metallerin üzerindeki ince süslemeler, ayar damgaları, tuğracık ve ustanın adı gibi detayları daha net görmek için kullanılır. Pertavsız, eser üzerindeki küçük damgaların doğru bir şekilde okunabilmesi için yardımcı olur. Ayrıca, bu tür damgalar, takı veya diğer metal eserlerde çirkin izler bırakmaması için küçük ve dikkatli bir şekilde vurulur.
Altın veya gümüş gibi değerli metaller üzerinde işlem yapmak için kullanılan, havan sapı biçiminde bir araçtır. Pevle, özellikle metalin şekillendirilmesi, düzeltilmesi veya süslenmesi sırasında kullanılan geleneksel bir el aracıdır. Bu araç, kuyumculuk ve metal işçiliğinde hassas işler yapabilmek için kullanılır, metali işlemek ve ince detaylar oluşturmak için önemli bir rol oynar.
Yüksek sıcaklıklara dayanıklı malzemelerden yapılmış, altın, gümüş gibi değerli madenlerin filizlerinin, maden artıklarının ve karışımlarının eritildiği kaptır. Pota, özellikle metalurji ve kuyumculuk işlemlerinde kullanılır. İçerisinde madenin eritilmesi için gereken yüksek ısılara dayanıklı olan bu kaplar, madenin sıvı hale getirilip işlenmesini sağlayarak, sonraki aşamalarda kalıplara dökülmesini mümkün kılar.
Kuyumculukta, dövücülerin altın veya gümüşü döverken, tırşenin (metal parçasının) kıyısından dışarıya taşan küçük parçalara verilen isimdir. Ayrıca, kuyumcu atölyelerinde, metal işleme sırasında uçuşarak veya çeşitli yollarla yere düşen, zerreler ve diğer çöplerin, atölye zeminindeki ızgaraların arasına birikmesine de “ramat” denir. Bu toplanan parçalar, genellikle yeniden eritilip kullanılabilir hale getirilmek üzere geri dönüştürülür.
Kalıplarda meydana gelen salgıları, sarsıntıları, titremeleri ve çarpık dönmeyi gidermek amacıyla kullanılan halkalardır. Bu halkalar, özellikle döküm işlemleri sırasında metalin düzgün bir şekilde yerleşmesini sağlamak ve kalıptaki hataları önlemek için kullanılır. Rodela, kalıp içindeki dengeyi artırarak, dökümün kalitesini iyileştirir ve istenilen formun elde edilmesine yardımcı olur.
Üzerinde herhangi bir süsleme, nakış veya işlem bulunmayan, düz ve basit işçilikle yapılan bir tasarımı ifade eder. Sade işler, genellikle minimalist bir yaklaşım sergiler ve yalnızca temel form ve fonksiyonu ön planda tutar. Kuyumculuk, takı ve diğer zanaat dallarında, süssüz ve yalın tasarımlar sade olarak tanımlanır.
Altın, gümüş gibi değerli metallerin üzerlerine herhangi bir süsleme işlemi yapılmaksızın, doğal formuna ve işlevine sadık kalınarak yapılan sanat türüdür. Sadekar, genellikle minimalist bir yaklaşımı benimser ve eserin estetiği, tasarımın sadeliğiyle belirlenir. Bu sanat, takı ve kuyumculukta sade ve zarif bir tarz oluşturur, süssüz ama etkileyici ürünler ortaya çıkar.
İçinde başka bir madde bulunmayan, tamamen arıtılmış gümüşe verilen isimdir. Bu gümüş, %99,9 saflığa sahiptir ve ayarı 1000 olarak kabul edilir. “Has gümüş” olarak da bilinen bu tür, en saf gümüş formudur ve genellikle değerli takı ve süs eşyaları yapımında kullanılır. Saf gümüş, işlenmesi kolay ve estetik açıdan çok tercih edilen bir metal olsa da, dayanıksız olabileceği için genellikle alaşımlar ile güçlendirilir.
Gerçek olmayan, kopyalanmış ve hakikiymiş gibi satılan altın, gümüş veya diğer değerli metallerin taklit ürünüdür. Bu tür sahte metaller, genellikle altın veya gümüş kaplama ile yapılır ve üzerinde ayar damgası bulunarak orijinal gibi gösterilmeye çalışılır. Sahte ürünler, gerçek değerli metallerden yapılan takılarla karışmaması için dikkatlice ayırt edilmelidir. Bu tür taklit ürünler, genellikle düşük kaliteli metallerin üzerine ince bir altın veya gümüş tabakası uygulanarak üretilir.
Saydam ve güzel bir görünüşe sahip olan sarı renkteki değerli bir taştır. Yakut grubuna ait olan bu taş, genellikle altın sarısı veya açık sarı tonlarında bulunur. Sertliği Mohs ölçeğinde 8’dir ve özgül ağırlığı yaklaşık 3.5’tir. Sarı yakut, mücevherat yapımında tercih edilen bir taş olup, estetik görselliği ve dayanıklılığı ile öne çıkar.
Sıcak denizlerde yaşayan yumuşakçaların, kendilerini düşmanlardan korumak amacıyla salgıladıkları madde sonucu oluşturdukları doğal yuva veya koruyucu kabuk yapısıdır. Bu salgı, zamanla sertleşerek sedefi meydana getirir. Sedef, incelikle işlenmiş ve parlak yüzeyi nedeniyle kuyumculukta ve dekoratif takılarda yaygın olarak kullanılır. Ayrıca, bu doğal malzeme, estetik değeri yüksek ve zarif bir görünüme sahiptir.
Değeri, bastıran devlet tarafından güvence altına alınan, üzerinde yazı, tarih ve bastıranın adı bulunan madeni paradır. Sikkeler, tarihsel olarak ekonomik işlemlerde ve ticarette kullanılmakla birlikte, aynı zamanda kültürel, dini ve politik semboller taşıyan önemli tarihi eserlerdir. Bu paralar, devletin resmi ödeme aracı olarak kabul edilir ve genellikle çeşitli figürler veya simgeler içerir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda, gümüşten yapılan bir para türüdür. İlk gümüş para, Orhan Gazi döneminde (1324-1362) “akça” adıyla basılmıştır. Sim Mecidiye, adını Sultan Abdülmecid’ten alır ve 19. yüzyıl Osmanlı para birimlerinden biridir. Gümüş paralar, özellikle ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte önemli bir ödeme aracı haline gelmiş ve ekonominin temel unsurlarından biri olmuştur.
Gümüş ve altın gibi değerli metallerin haddeden defalarca geçirilerek ince iplik haline getirilmesiyle elde edilen tellerdir. Bu teller, genellikle ipek ipliklerle sarılarak kılap adı verilen bir malzeme oluşturulur. Sırma, geleneksel Türk el sanatlarında özellikle kumaşlara işlenmiş ve süsleme amacıyla kullanılmıştır. Aynı zamanda kuyumculukta da takı yapımında ve süslemelerde kullanılan zarif bir malzemedir.
Gümüş veya altın gibi değerli metallerin haddeden, yani metalin inceltilip ince iplik haline getirilmesi işlemine yönelik uzmanlaşmış ustadır. Sırmakeş, bu metal telleri işleyerek kuyumculukta ve diğer el sanatlarında kullanılan ince metal telleri üretir. Bu işçilik, özellikle takı yapımında ve tekstil süslemelerinde kullanılır.
Gümüş kaplamalı veya gümüş yaldızlı olan bir nesnedir. Bu terim, genellikle alt yüzeyi başka bir madde ile yapılan ancak dış yüzeyi gümüş ile kaplanmış veya gümüş yaldızla kaplanmış eşyalar için kullanılır. Simendut, estetik açıdan şıklık ve dayanıklılık sağlamak amacıyla gümüşün görünümünü taklit etmek için yaygın olarak kullanılır. Bu tür eşyalar, genellikle dekoratif amaçlarla üretilir.
Gümüşten yapılmış eserleri ifade eden bir terimdir. Simin, özellikle gümüşün sanat ve işçilikle şekillendirilmiş haliyle, takı, süs eşyası, mutfak gereçleri veya diğer dekoratif objeler olarak kullanılabilir. Gümüşün işlenmesiyle oluşturulan bu eserler, hem estetik hem de işlevsel değer taşır.
Özellikle takı ve kuyumculukta kullanılan bir bilezik türüdür. Bu bilezik, genellikle ince halkaların birbirine zincirleme bağlanarak oluşturulduğu bir tasarıma sahiptir. Sinekli bilezikler, esnek ve zarif bir yapıya sahip olup, şıklığı ve ince işçiliğiyle dikkat çeker. Bu tarz, geleneksel ve modern takı tasarımlarında yaygın olarak kullanılır.
Potada eritilen has gümüşün, içi su dolu bir kaba boşaltılmasıyla oluşan küçük gümüş küreciklerdir. Bu işlem sırasında, erimiş gümüş suya düştüğünde küçük parçalar haline gelir ve suyun içinde serbest bir şekilde dağılır. Su gümüşü, kuyumculuk ve gümüş işçiliğinde kullanılan, estetik olarak da dikkat çeken küçük, yuvarlak gümüş parçalarıdır. Bu yöntemle elde edilen gümüş, bazen takı yapımında veya diğer süslemelerde kullanılabilir.
Kadın fesinin üst kısmına yerleştirilen yuvarlak madeni para veya süsleme öğesidir. Genellikle fesin üzerine takılarak, estetik bir görünüm kazandıran bu madeni paralar, geleneksel kıyafetlerde ve baş aksesuarlarında kullanılan önemli bir süsleme elemanıdır. Tagga, özellikle Osmanlı döneminde ve Türk kültüründe yaygın olarak kullanılmıştır.
İnsanların vücudunun çeşitli bölgelerine, örneğin ayak bileği, bel, burun, boyun, kulak, parmak gibi alanlara taktıkları, değerli maden ve taşlardan yapılmış süs eşyalarıdır. Takılar, genellikle estetik bir amaçla, güzellik ve zarafet katmak için kullanılır. Altın, gümüş, pırlanta, zümrüt gibi değerli metaller ve taşlarla yapılan takılar, tarih boyunca statü ve kişisel tarzı yansıtan önemli aksesuarlar olmuştur.
Zamanla aşınan, kırılan, ezilen veya zarar gören sanat eserlerinin, aslına zarar vermeden, genel çizgileri korunarak eski haline getirilmesi işlemidir. Bu işlem, eserin özgünlüğünü ve değerini koruyarak, hasar görmüş parçaların onarılmasını sağlar. Tamir işlemi, özellikle antikaların ve değerli sanat eserlerinin korunmasında önemli bir rol oynar ve hem estetik hem de tarihi değer açısından büyük bir özen gerektirir.
Hasır örgüsü veya Trabzon işi gibi geleneksel örgü teknikleriyle yapılmış takıların, özellikle bilezik ve kemerlerin tesfiye edilip yassılaştırılmasında kullanılan tahta parçasıdır. Takoz, takının şeklini düzgünleştirmek, pürüzsüzleştirmek ve daha estetik bir hale getirmek için kullanılır. Bu yöntem, kuyumculukta ve geleneksel takı yapımında önemli bir araçtır.
Üzerinde değerli taşların bulunduğu küpe türüdür. Bu taşlar, genellikle pırlanta, zümrüt, safir, yakut gibi değerli taşlar olabilir. Taşlı küpeler, şıklık ve zarafet katmak amacıyla kullanılan takılar olup, taşların ışıltısı ve tasarımın özgünlüğüyle öne çıkar. Hem günlük kullanımda hem de özel günlerde tercih edilen zarif aksesuarlardır.
İnce metal tellerin, özellikle altın veya gümüş tellerin, birbirine sarılarak veya örülerek yapılan zarif bir süsleme sanatıdır. Telkari, genellikle takılar, süs eşyaları ve dekoratif objeler yapmak için kullanılır. Bu teknik, tellerin hassas bir şekilde işlenmesiyle, ince ve detaylı desenlerin oluşturulmasını sağlar. Telkari sanatı, estetik zarafetiyle öne çıkar ve özellikle Orta Doğu, Anadolu ve İslam sanatlarında önemli bir yer tutar.
Hasır örgüsünde, zigzag biçimleri verilmiş tellerin yüksek kısmına verilen isimdir. Bu kısımlar, örgüdeki desenin en üst kısmını oluşturur ve tasarımın üç boyutlu görünmesini sağlar. Tepe, hasır örgüsünün estetik yapısını güçlendirir ve takılara derinlik katar. Bu tür örgü teknikleri genellikle kuyumculuk ve geleneksel takı yapımında kullanılır.
Gümüş veya altın eser üzerinde, her türlü teknik çalışma tamamlandıktan sonra yapılan düzeltme işlemidir. Tesfiye, eser üzerindeki çapaklar, derin çizgiler ve istenmeyen çıkıntıların giderilmesi için kullanılır. Bu işlem, çeşitli eğelerle yapılır ve sonrasında ince dişli su zımparası ile yüzey pürüzsüzleştirilir. Tesfiye, takıların ve süs eşyalarının düzgün, estetik ve kusursuz bir şekilde son halini almasını sağlar.
Telkari tekniğinde yapılan, ince metal tellerle oluşturulan bir süsleme şeklidir. Tırtıl, genellikle telin ince, kıvrımlı ve dalgalı bir şekilde işlenmesiyle oluşturulan zarif desenleri ifade eder. Bu tür süslemeler, takılarda ve diğer dekoratif eşyalarda detaylı bir işçilikle estetik bir görünüm sağlamak amacıyla kullanılır. Tırtıl süslemeleri, telkari sanatının önemli bir parçasıdır ve geleneksel kuyumculukta yaygın olarak görülür.
Eskiden yaprak altını ve gümüş gibi değerli metallerin dövülmesi sırasında, dövücülerinin madeni arasına koyarak dövdükleri deriye verilen isimdir. Tirşe, metalin incelemesi ve istenilen şeklin verilmesi için kullanılan bir aracı malzeme olup, metalin zarar görmemesi için koruyucu bir katman işlevi görür. Bu yöntem, özellikle eski kuyumculuk tekniklerinde yaygın olarak kullanılmıştır.
Farklı anlamlara sahip bir terimdir. Birincisi, bakır üzerine civalı altın kaplama yapılan bir işleme verilen isimdir. Bu, özellikle eski dönemlerde kullanılan bir tekniktir ve altının bakır üzerine kaplanarak parlak ve altın benzeri bir görünüm elde edilmesini sağlar. İkincisi ise, bazı kaynaklarda tombak, bakır ile belirli oranlarda kalay ve zenginleştirilmiş başka metallerin karışımından oluşan bir tunç alaşımı olarak tanımlanır. Ayrıca, Avrupalılarca tombak, altın görünüşünde ancak altın içermeyen bakır üzerine yapılan altın benzeri bir kaplama olarak da bilinir. Tombak, özellikle dekoratif eşyalar ve takı yapımında kullanılır.
Osmanlı padişahlarının resmi nişan ve alametleridir. Tuğra, padişahın ismi, unvanı ve bazı resmi bilgilerinin yer aldığı sanatsal bir imza biçimidir. Bu sembol, padişahın otoritesini ve hükümetin resmi belgelerindeki geçerliliğini gösterir. Tuğra, genellikle devletin resmi yazışmalarında, paralar ve diğer resmi belgelerde yer alır ve Osmanlı İmparatorluğu’nda büyük bir sanatsal değer taşır.
Adını yapıldığı yerden alan, özellikle Urfa’da “arpa zinciri” olarak bilinen geleneksel bir zincir türüdür. Bu zincir, masif köşeli taneciklerin uçlarına küçük ince yuvarlak halkaların kaynatılmasıyla yapılır. Halkalar birbirine eklenerek uzun bir zincir haline getirilir. Urfa Zinciri, zarif görünümüyle dikkat çeker ve kuyumculukta kullanılan şık bir takı elemanıdır. Bu zincir, hem estetik hem de sağlamlık açısından geleneksel takılar arasında önemli bir yere sahiptir.
Türk süsleme sanatında, özellikle gümüş ve altın çerçevelerin yapımında kullanılan bir desen tekniğidir. Bu teknik, “üç iplik” olarak bilinen bir örgü biçimiyle yapılır ve rumi desenlerle iç pervaz ve çerçeve oluşturulur. Üç iplik rumi, zarif ve simetrik desenlerin ortaya konmasını sağlayan geleneksel bir yöntemdir ve özellikle takı, çerçeve ve süslemelerde estetik bir görünüm sağlar. Eskiden, gümüş ve altın çerçeveler bu teknikle işlenmiş olup, Türk kuyumculuk sanatında önemli bir yer tutar.
Kadınların kulaklarına taktıkları, altın veya gümüşten yapılmış küpedir. Bu takılar, genellikle geleneksel takı tasarımlarında yer alır ve şıklık katmak amacıyla kullanılır. Ügmek, özellikle tarihi ve kültürel bağlamlarda, zarif ve estetik bir aksesuar olarak önemli bir yer tutar.
Çok ince bir şekilde işlenmiş altın veya gümüş levhalara verilen isimdir. Bu ince metal yaprakları, ağaç, cam ve değerli olmayan madenlerle yapıştırılarak kullanılabileceği gibi, aynı zamanda bir kap içinde Arap zamkı ile ezilerek minyatür süsleme ve yazı sanatlarında fırça ile sürülerek de kullanılabilir. Varak, özellikle geleneksel sanatlarda, süslemelerde ve zenginleştirilmiş yazıların dekorasyonunda yaygın olarak kullanılan değerli bir materyaldir.
Altın ve gümüşü döverek, saç teli inceliğinde levhalar haline getiren ustadır. Varakçılar, bu ince metal levhaları işleyerek varak (altın veya gümüş yaprağı) üretirler. Varak, geleneksel sanatlarda, özellikle minyatür süslemeleri, yazı sanatlarını ve takı işçiliğini zenginleştirmek amacıyla kullanılır. Varakçı, bu sürecin ustaca uygulanmasında önemli bir rol oynar ve sanatsal zanaatlarda büyük bir deneyim gerektirir.
Telkari tekniğinin diğer adıdır. Bu teknikte yapılan ana süslemeler, Osmanlı Türkçesi’ndeki “vav” harfine benzediği için, ustalar tarafından bu işleme “vav işi” de denir. Telkari, ince metal tellerin zarif bir şekilde işlenmesiyle oluşturulan detaylı ve estetik süslemeleri ifade eder. Vav İşi, özellikle kuyumculuk ve geleneksel el sanatlarında kullanılan, zarif ve ince işçilik gerektiren bir tekniktir.
Kızıl renkte, damarları dar ve ince olan, yüksek değer taşıyan bir taş türüdür. Yakut, suyu ve inceliğiyle dikkat çeker ve kalıcı bir değere sahip olarak kabul edilir. Sarı ve gök renklerinde de bulunabilir, ancak en bilinen ve değerli formu kırmızı yakuttur. Ateşe dayanıklı olup, yüksek ısılardan etkilenmez ve erimez. Ayrıca, bütün taşlardan daha ağırdır ve sertliği ile mücevherat dünyasında tercih edilen taşlardan biridir.
Kimyasal yöntemle malzemelerin değerli madenlerle (genellikle altın veya gümüş) kaplanması işlemine verilen isimdir. Yaldız kaplama, estetik amaçlarla kullanılır ancak ömrü genellikle kısadır ve zamanla aşınabilir. Gerçek maden kaplamalarının yerini tutmaz, çünkü yaldız kaplama daha ince bir tabaka şeklinde uygulanır ve uzun süreli dayanıklılık sağlamaz. Yaldız, özellikle dekoratif eşyalar ve takılarda, orijinal madenin görünümünü taklit etmek için yaygın olarak tercih edilir.
Değişik sebeplerle delinmiş veya yırtılmış bir malzemeye, aynı malzemeden bir parça ekleyerek yapılan onarım işlemidir. Yama, genellikle hasar görmüş yüzeyin orijinal yapısına uyacak şekilde ve kaynaşma yöntemiyle yapılır. İyi bir yama işlemi, özellikle bir ustanın elinden çıktığında, onarılan yer çoğu zaman fark edilmeyecek kadar düzgün ve kaynaşmış olur. Bu yöntem, özellikle değerli metaller, kumaşlar ve deri gibi malzemelerin tamirinde sıkça kullanılır.
Süzme inci dizilerinde, en altta ve ortada bulunan, diğerlerinden daha büyük olan inciye verilen isimdir. Genellikle bu inci, dizinin en dikkat çekici ve değerli parçasıdır. “Yetim inci” terimi, bu özel inciyi tanımlamak için kullanılır ve bazen dizideki diğer incilerden daha farklı bir işçilikle işlenir. Bu tür inciler, özellikle mücevherat ve takı tasarımında önemli bir rol oynar.
Eskiden kuyumculuk ve savatçılık yapan kişilere verilen isimdir. “Zerger”, özellikle geleneksel Türk el sanatlarında, değerli metallerle çalışarak takı, süs eşyası ve ince işçilik gerektiren eserler üreten ustalara denirdi. Bu terim, zamanla kuyumculukla ilgili tüm işlerle uğraşan zanaatkârları tanımlamak için kullanılmaya başlanmıştır. Zergerler, hem süsleme hem de takı yapımında büyük bir ustalık ve tecrübe gerektiren işlerle ilgilenmişlerdir.
Gümüş ve altın kakmacılığında kullanılan, özel bir karışımdır. Zift, çamsakızı, horasan, asfalt ve yağ gibi maddelerin birleşimiyle elde edilir. Bu karışım, kakma işlemi sırasında, metal yüzeyine yatırılarak veya hacimli metallerin içine doldurularak kullanılır. Zift, kakma ve süsleme işlemlerinde hem işlevsel hem de koruyucu bir rol oynar, böylece metalin düzgün bir şekilde işlenmesi ve detaylı desenlerin oluşturulması sağlanır.
İnsanların güzel görünmek amacıyla giyeceklerine veya vücutlarının herhangi bir yerine taktıkları, genellikle değerli madenler (altın, gümüş) ve taşlardan (pırlanta, zümrüt, yakut vb.) yapılan süs eşyalarıdır. Ziynet, tarihinin insanlık tarihiyle başladığı söylenebilir, çünkü takı takma geleneği çok eski zamanlara dayanmaktadır. Hem estetik hem de sosyal statü sembolü olarak kullanılan ziynetler, kültürler ve medeniyetler boyunca önemli bir yer tutmuştur. Takılar, yalnızca güzellik katmakla kalmaz, aynı zamanda duygusal ve kültürel anlamlar da taşır.
Herhangi bir nesneyi asmak, takmak veya bir arada tutmak amacıyla, tellerin kısa kesildikten sonra iki ucunun birleştirilmesiyle yapılan, her birinin yuvarlak halkalardan oluşan uzun taşıyıcı bir yapıdır. Bu halkalar, birbirine kaynak yapılarak veya geçirilerek birbirine bağlanır. Zincirler, genellikle takı, süs eşyaları, güvenlik amaçları veya dekorasyon için kullanılır. Tasarımda kullanılan halka biçimleri ve malzemeler, zincirin dayanıklılığını ve estetik değerini belirler.
Nes Altın, suç gelirlerinin aklanması, kara para aklama, terörün finansmanı ve bağlantılı diğer suçlar ile olan mücadelede gerek ulusal gerekse uluslararası alandaki tüm çabaları desteklemeyi, ulusal ve uluslararası tüm yasalara, düzenlemelere ve mevzuatlara uymayı ilke edinmiş olup bu kapsamda; Müşterilerimizden Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) mevzuatı gereği KVKK mevzuatlarına uygun şekilde bir defaya mahsus olmak üzere kimlik, yerleşim yeri belgesi (ikametgah), adres teyit belgesi (fatura) vb. gerekli evraklar talep edilebilmektedir.